Arap Hanı
Yuvarlak kemerli girişinden içeri girenleri saya seslerinin karşıladığı, ayakçıların yapılmakta olan ayakkabıları bir telaş içinde bir dükkândan diğerine taşıdığı bir han düşünün.
20. yüzyıl başlarında Arap Hanı, ağırlıklı olarak deri ve ayakkabı imalatının ve satışının yapıldığı, içinde birkaç terzinin de olduğu bir hanmış. Burada bir de İbranice yayınlanan Esperansa gazetesinin matbaası bulunuyormuş. Ancak han çok daha eski. 1837 yılına ait İzmir planında Cezayir Hanı adıyla yer alıyor. 1880'li yıllara kadarki kent planlarında da Eski Cezayir Hanı olarak geçiyor. Han, eski iç liman kıyı hattı üzerinde 18. yüzyıl sonlarında, olasılıkla İzmir'i yerle bir eden 1778 depreminden sonra inşa edilmiş olmalı. Orijinal yapısını neredeyse tamamen kaybetmiş olan han, aslında klasik Osmanlı hanlarının büyük ve tipik bir örneği.
Hanın geniş avlusu üstten kapatılarak çarşı haline getirilmiş. Sadece giriş cephesi iki katlı, avlu kanatları ise tek katlı olarak inşa edilmiş. Avlunun her iki kanadında yedişer dükkân ve girişin üstünde odalar bulunuyormuş. Hanın ikinci katında yer alan bu ahşap tavanlı odalar, yine ahşap tavanlı olan koridora birer kapı ve pencere ile açılmakta. Avlusundaki günümüzde orijinal yapısını tamamen kaybetmiş olan mescit de hanla birlikte inşa edilmiş olmalı.
Tarihçe
Hanın avlusu 1930'lu yıllarda çevre ilçelere giden-gelen otobüs ve kamyonlar için garaj olarak kullanılmış. Özellikle 1980'li yıllardan itibaren artmaya başlayan dükkân sayısı günümüzde yüzü aşmış. Arap Hanı, günümüzde daha çok manifaturacılar tarafından kullanılıyor.
Kullanıcı Yorumları
Hiç yorum yapılmamış, yorum yapmak ister misiniz?