Kervan (Kemer) Köprüsü

Konak / İzmir

Kervan (Kemer) Köprüsü

İki bin yılı aşkın bir geçmişi var Kervan Köprüsü'nün. Ancak, köprünün ve yörenin büyük bir değişimle tanınmaz hale gelişi yakın bir tarihe rastlar.
Fransız şair Lamartine 'Tepeden ve selviliklerin üstünden kentin ve körfezin görünümü çok güzel. Aşağı indiğimizde kentin giriş kapılarından birinin yakınında ve bir su kenarında çok güzel bir köşe buluyoruz. Burası Kervan Köprüsü'dür. Irmak, söğütlerin ve selvilerin meydana getirdiği yeşil bir kubbe altında sakin ve berrak akan bir su. Kenarında oturuyoruz. Türkler bize nargile ve kahve getiriyorlar...' diye not düşmüş burası hakkında.
İzmir'e gelen her seyyahın mutlaka gittiği Kervan Köprüsü, kentte gravürü ve resmi yapılmış yörelerin başında geliyor. Hakkında şiirler yazılmış, beste yapılmış, kartpostalları süsleyen görüntü olarak kullanılmış. 1800'lü yılların başlarından itibaren köprünün etrafı, mesire alanı olarak kullanılmış. Buradaki kahvehaneler Cuma günleri Müslümanlar, Cumartesi günleri Yahudiler, Pazar günleri ise Hristiyanlar tarafından dolduruluyormuş. Kordon'un yapımıyla bu özelliği yavaş yavaş kaybolmuş.
Köprünün altından geçen Meles Çayı şehrin doğu sınırıymış, bu sınır geçildiğindeyse kent yaşamının kargaşası başlarmış. Kervanlar köprüye gelmeden önce görkemli servi ağaçlarının bulunduğu mezarlıkların arasındaki yolu kat edermiş. Birçok gravürde de görülen deve kervanları, İran üzerinden gelen ipek ve benzeri doğu mallarının Batı'ya aktarılmasında bu köprüyü kullanıyorlarmış. Köprüye ulaştıklarında ise develer çöker, yükler indirilip mola verilirmiş.
Demiryolları Anadolu'nun iç kesimlerine eriştikçe, yöreden bir zamanlar günde üç dört bin deve geçerken, İzmir'e gelen kervan sayıları azalmaya başlamış. 20. yüzyılın başlarından sonra gittikçe azalan kervanlar, 1950'li yıllardan sonra develerin kente girmesinin yasaklanmasıyla artık yok olmuş.
Türkler eskiden beri bu köprüden 'Kemer Köprüsü' ismiyle de söz etmişler. Cumhuriyet döneminde Kervan Köprüsü ismi tamamen ortadan kalkmış, sadece 'Kemer' adı kullanılmaya başlanmış.
Roma Dönemi'nde MÖ 2. yüzyılda inşa edildiği düşünülen kesme taş bloklardan oluşmuş köprünün yüzeyi, bugün modern köprünün altında saklı. Geçen yıllar içinde köprünün taş yapısının özellikle üst taş sıralarında bozulan noktalar onarılmış. 1951'de 6 metre genişliğindeki tarihi köprü, yanına betonarme bir köprü daha eklenerek 17 metreye genişletilmiş.

Kullanıcı Yorumları

Hiç yorum yapılmamış, yorum yapmak ister misiniz?

Yorum yapmak için tıklayınız...