Sulu Han
Adı Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde geçen, kentin en eski hanlarından biri Sulu Han. Günümüze ulaşan bir inşa kitabesi olmasa da Seyahatname'de ondan bahsedilmesi bize 1671 yılında kentte var olduğunu gösteriyor.
Tek katlı ve avlulu Sulu Han'ın inşasında düzgün kesme taş, kaba yonu taş ve tuğla kullanılmış. Kendi adıyla anılan sokaktan cephe alan hanın üç giriş kapısı varmış. Ana girişinde bulunan kemerli kapısı Sulu Han Sokak'a açılırmış. Hana uzun mesafe kervanları artık gelmez olunca, avlusuna üç adet dükkân ilave edilmiş. Böylelikle geniş avlusu dar bir koridora dönüşmüş.
Tarihçe
Büyük bir han olarak inşa edilen Sulu Han, yavaş yavaş yıkılarak yerine yeni çarşı ve pasajlar yapılmış; Akman Pasajı, Halıcıoğlu Pasajı bunlardan bazıları. Hanın içinde yer alan dükkânlardan ikisinin üzerinde 23 Mayıs 1869 tarihini taşıyan kitabeler bulunuyor. Kitabelerden hanın bu tarihte bir onarım geçirdiği anlaşılıyor.
İnşa edildiği dönemde uzun mesafe kervanlarının durak noktasıyken, yörenin imalata yönelmesi sonucunda Sulu Han da işlevini değiştirmiş. 19. yüzyılın ortalarından sonra, giyim boyama işlevleriyle birlikte hazır giyim imalatı önem kazanmış. Çeşitli ticaretin yapıldığı hanın bazı odaları da büro olarak kullanılıyormuş. L. Douenias'ın dikiş atölyesi bu handaymış. Yine handa dükkânı bulunan Necip Efendi halı ticaretiyle, Rıza Efendi kuru üzüm ve incir ticaretiyle uğraşıyormuş. 1970'lerden itibaren hanın içinde soğuk demirciler ve karyolacılar çalışır, bazı bölümleri de ticari depo olarak kullanılır olmuş.
Kullanıcı Yorumları
Hiç yorum yapılmamış, yorum yapmak ister misiniz?