İzmir Etnografya Müzesi
Görmekte olduğunuz görkemli İzmir Etnografya Müzesi binası, I. Dünya Savaşı'nın hemen başlarında kamulaştırılan Yahudi Mezarlığı üzerinde 1917 yılında doğumevi olarak inşa edilmeye başlanmış. Ancak İzmir'in işgali sonrasında Yunan makamlarınca inşası tamamlanan bina, kurulmak istenen İyonya Üniversitesi'nin rektörüne tahsis edilecekmiş. İzmir'in kurtuluşuyla birlikte bu proje suya düşmüş. Bina cumhuriyet döneminde doğumevi, hıfzıssıhha ve Sağlık Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmış.
2 Aralık 1984 tarihine gelindiğinde etnografya müzesi olarak düzenlenmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmiş. İzmir Arkeoloji Müzesi ile aynı bahçe içinde yer alan müzenin birinci ve ikinci katları teşhir salonları, üçüncü katı ise İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak hizmet veriyor.
Kule tipi taş yapı, teraslı bir zemin üzerinde yükselmekte. İki yanı mermer sütunlu kapısının üzeri Bizans Dönemi'ni yansıtan süslemelerle bezeli. Dört bir yanında, birçoğu kemerli olan pencereleri içeriyi apaydınlık kılıyor. Helezonik olarak yükselen merdivenin mermerleri ise Efes'ten getirilmiş.
Etnografya Müzesi'nde İzmir ve yöresindeki 19. yüzyılın sosyal yaşamı yansıtılmaya çalışılmış. Günümüzde artık yok olmakta olan nalıncılık, çömlekçilik, halı dokumacılığı, keçecilik ve saraçlık gibi el sanatları ürünleri sergilenerek tanıtılıyor. İzmir'in ilk Türk Eczanesi olan İttihat Eczanesi'ni, meşhur şerbetçisi Demirhindi'yi ve 19. yüzyıla ait bir gelin odasını yine burada görmeniz mümkün.
Kullanıcı Yorumları
Ekin Özgün
Konak vapur iskelesi ve otobüs duraklarından rahatça yuruyebileceginiz bir mesafede yer alan bu kent hafıza merkezinin ayrıca bahçesi ve Körfez manzarası çok güzeldir.
Oğuzhan Tokur
çok güzel eserler var. aşağı bodrum kata girebilsem daha bir mutlu olurdum. ama içerideki eserlerin hepsi ayrı ayrı çok iyiydi.