Karantina Adası

Urla / İzmir

Karantina Adası

Klazomenai Antik Kenti kalıntılarının da bulunduğu 323 dönümlük ada, ilk kez Büyük İskender döneminde karaya bağlandığı bilinmektedir. Adanın antik çağ bağlantıları zamanla yıkılmış, 1955 yılında ise dolgu alanları yapılmıştır.

Tamamı sit alanı kategorisinde yer alan Karantina Adası, dünya üzerinde diğerleri ABD ve Hırvatistan'da bulunanlarla beraber tescilli 3 karantina adasından biridir. Bugünün salgın gündemiyle yeniden merak uyandıran, dünya üzerindeki sayılı örneklerden Karantina Adası grup randevuları ile gezilebilmektedir.


Tarihçe

18.yy ortalarına doğru Avrupa ve Asya'da veba ve kolera başta olmak üzere pek çok salgın hastalık görülür. O dönemlerde bu hastalıklardan korunmak amacıyla tüm şehirlere giriş çıkışlar sıkı bir denetim altında tutulmakta ve bu salgın hastalıklara karşı her Türlü önlem alınmaya çalışılmaktaydı. Şehirlerde bu kadar çok önlem alınmasına karşın hastalıklar deniz ticaretinde kullanılan gemiler ve gemi personeli tarafından başka ülkelerden taşınarak, büyük salgınlara yol açar. Avrupa ülkeleri de gemilerle kendilerine ulaşan bu salgın hastalıklardan korunmak amacıyla dış ülkelerden gelen gemileri limana girmeden önce 40 gün kadar açık denizde bekletmekteydi. Daha sonra bu uygulamadan vaz geçilerek gemi personelinden hastalık şüphesi olduğu düşünülenler, yaklaşık yedi gün gözlem altında tutulduktan sonra işlerinin başına dönmesine izin verilmekteydi .Bunu uygulamak içinde hastane yerleşiminden ayrı olarak karantina denilen binalar inşaa edilir ve hastalık şüphesi taşıyanlar, diğer arkadaşlarından izole edilerek uygun bir süre buralarda tutulurlardı.Karantina sözcüğü kelime anlamı olarak İtalyanca da ayrı ve korumalı yer anlamına gelen '' Quarantine'' sözcüğünden dilimize geçmiş olup, aynı anlamda kullanılmaktadır.

Buradaki karantina binaları Osmanlılar tarafından Fransızlara yaptırılmıştır. Binalar hazırlanınca sahil ve hudutlar sağlık ekipleri tarafından başlayan çalışmalar 1950 senesine kadar aralıksız olarak sürdürüldü. Karantina sistemi şu şekilde işlemekteydi. Karantina adasına yanaşan gemiden indirilen yolcular ve gerektiği durumlarda gemi personeli ilk olarak soyunma odasına alınır. Burada ilk olarak Kıyafetlerini çıkartıp özel filelerin içerisine koyarlardı. Soyunma yerindeki dönen dolap sistemiyle odanın diğer tarafında bulunan görevli bu kıyafetleri alarak 360 derece dönen ve sıcak hava içeren dolaplara yerleştirip dezenfeksiyon işlemine başlardı. Sadece peştemal ve takunya giyen yolcular özel duş odalarına alınır, burada sabunla ve özel dezenfektanlarla duş yaptırılırdı. Giyinen yolcular doktor muayenesinden geçtikten sonra sağlam olanlar yollarına devam eder hasta olanlar ise tedavi edilmek amacıyla özel bölmelerde kontrol altında tutulurlardı.
Bu sırada vefat etmeleri durumunda ise özel olarak sönmüş kireç dökülmüş olan mezarlara ve mümkün olduğunca derine gömülerek izole edilmeye çalışılırdı. Eşyaların mikroplardan arındırılması sırasında kıyafetler 120 derecede buharla sterilize edildiği için ıslanmıyor ve yolcuların tekrar giyilmesine olanak veriliyordu. Yolcuların kıyafetleri bu sterilizasyon sırasında ipekli ve normal olarak ikiye ayrılır. İpekli olanların zarar görmemesi için ayrı ve özel olarak bu işleme tabi tutulurdu.

Kullanıcı Yorumları

Ezgi Özmanay

Ezgi Özmanay

Bir urlalı olarak urlayı ziyaret edenlere burayı görmelerini şiddetli tavsiye ederim. Çünkü burası sadece tarihi dokusuyla değil aynı zamanda doğal harikasıyla insanı kendine çekmektedir. Bir kaç yıl önce ada üzerinde bulunan hastahaneyi Urla nın daha da içine taşımalarıyla tam bir turistik yer haline geldi. Adaya ulaşmak için yürüdüğünüz yolda aldığınız deniz havasını unutamayacaksınız. Bana inanın. :)